25 ülkeden katılımcı akademisyenlerin iştirak ettiği 4. Uluslararası Türk ve Dünya Kadın Araştırmaları Kongresi Bayrampaşa da bir ilk olma niteliği taşıdı.
Programa Belediye Başkan yardımcısı Mesut Onat, Bultürk derneği başkanı Rafet Ulutürk, Türk dünyası platformu başkanı Gazeteci Yazar yılmaz Birinci'inin yanı sıra, bir çok Türk dünyası sevdalıları katıldı. Programın moderatörlüğünü yapan Aysu Akbaş; Türk dünyasının orta Asya’dan Balkanlara kadar uzandığını burgularken Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneğini tanıtan görünür kılan önemli bir çerçeve sundu. BULTÜRK’ün yalnızca bir dernek değil; Türk dünyasında somut etkiler üretmiş, tarihsel kırılma anlarında rol almış bir yapı olduğuna vurgu yaptı.

BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk, de yaptığı konuşmasında kongrenin yalnızca akademik bir etkinlik olmadığını; aynı zamanda kültürel, toplumsal ve tarihsel bir sorumluluk taşıdığını vurguladı.
Gerçekleşen programda Kadın araştırmalarının artık yerel sınırlarla açıklanamayacağını, aksine küresel ölçekte ele alınması gereken ortak bir insanlık meselesi olduğunu güçlü biçimde hatırlatılmanın yanı sıra, bu yönüyle kongre, yalnızca akademik bildirilerin sunulduğu klasik bir platform olmanın ötesine geçti.
Kadın meselesi; kültürle, sanatla, toplumsal hafızayla ve gelecek tasavvuruyla birlikte ele alındı. Bilgi, sadece üretildiği bir alanda kalmadı; estetikle, duyguyla ve kolektif düşünceyle bütünleşerek daha geniş bir anlam kazandı.
Bayrampaşa’da atılan bu adım, kadın çalışmalarının bilimsel olduğu kadar toplumsal bir sorumluluk alanı olduğunu da bir kez daha ortaya koyulduğu görüldü.
Kazakistan’dan İstanbul’a Uzanan Bir Bilimsel Yolculuk

Dünya Türk Kadın Araştırmaları Kongresi’nin hikâyesi, Türk dünyasının manevi ata yurdu olarak kabul edilen Kazakistan’da atılan ilk adımla başladı. Bu başlangıç, yalnızca bir organizasyonun değil; ortak bir hafızanın, paylaşılan bir kültürün ve kadın araştırmalarını merkeze alan bilimsel bir vizyonun doğuşunu simgeliyordu. Ardından kongre, Azerbaycan’da güçlenerek yoluna devam etti; Erzurum’da, Atatürk Üniversitesi’nin katkılarıyla akademik bir derinlik ve kurumsal sağlamlık kazandı.
Bu birikimin dördüncü durağı olan İstanbul, kongreyi yeni bir eşiğe taşıdı. Medeniyetlerin kesişim noktasında yer alan bu şehir, kadın araştırmalarını yerel sınırların ötesine taşıyarak küresel bir perspektifle buluşturdu. İstanbul, bu yönüyle yalnızca ev sahibi değil; kongrenin anlam dünyasını genişleten aktif bir paydaş oldu.
Kentin çok kültürlü yapısı, kongrenin ruhuyla güçlü bir uyum içindeydi. Özellikle Bayrampaşa gibi göçle, emekle ve çeşitlilikle şekillenmiş bir ilçede bu kongrenin düzenlenmesi, mekânın da sürece dâhil olduğu nadir örneklerden biri olarak öne çıktı. Bayrampaşa, bu buluşmayla yalnızca bir adres değil; farklı kültürlerin, deneyimlerin ve ortak sorunların buluştuğu sembolik bir zemin hâline geldi.
Program kapsamında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim görevlisi Ecem Tuğçe Akbulut ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solisti Lezzet Mülazımoğlu kongreye katılanlara nefis bir müzik ziyafeti sundular. Kanun, Keman ve Tambur ” uzun ince bir yoldayım, çırpınırdı Karadeniz bülbülüm altın kafeste” gibi sevilen parçaları seslendiren sanatçılar katılımcılardan büyük alkış aldığı gözlendi.

(Bayrampaşa ve Haber İstanbul Gazeteleri)